Hasan Parlaktürk; Müftü Ali Güzeldülger ile ilgili bazı hatıratlar
Seksen yaşına kadar Dere Köyü Büyük Camii İmam ve Hatibi olan Mehmet Güzeldülgerin büyük oğlu olan Dayım Müftü Ali Efendi ,Türkiyede din âlimlerinin kıyıma uğradığı dönemlerden sonra binbir sıkıntı ve güçlüklerle orta Anadolu Toroslarının ıssız ve sakin bir karyesi olan AHIRLI'da zamanın namlı müderrislerinden TEVFİK HOCA'nın rahle-i tedrisinde yetişmiş adeta nadîde bir çiçekti.
Kütahya Müftü Müsevvitliği görevine atandığında ablası olan annemi Konyada ziyarete geldiği zaman babamla birlikte tadına doyum olmayan ilmî müzakerelerine şahit olmuştum.Birkaç defa da birlikte BOZKIRLI MUSTAFENDİ namiyle maruf büyük amcamın Topraklık mahallesindeki eski kerpiç evinde fıkıh eksenli sohbetlerine de tanıklık ettim.Gerek Babam ve gerekse Amcam , dayımın hafıza ve zekâsına zaman zaman hayran kaldıklarını itiraf etmişlerdir.Hatta annemin anlattığına göre dayım,talebeliğinin ilk yıllarında gece uykusunda iken,gündüz okuduğu dersleri sesli bir şekilde tekrar edermiş.Konyaya yaptığı ziyaretlerde de bazen cûş-u hurûşa gelir,adeta kendinden geçercesine bir şiir okur gibi sayfalarca eski derslerinden pasajlar sunardı.
Zaman su gibi aktı gitti.Birgün takdir-i İlâhi ben Doğanhisar Kaymakamı iken Dayım da aynı ilçeye Müftü olarak atandı.Kamuoyuna karşı resmiyyetten tâviz vermemek adına bana Kaymakam Bey diye hitabederken çok sıkıldığını hisseder ve onu rahatlatmak için bir sebep bulurdum.
Sıkılgan bir tabiatı vardı.İslâmi ahlak abidesi idi.Bu konuda tavizsizdi.Din ve ahlâk mevzuunda Hoşuna gitmeyen bir tavırla karşılaştığında hemen yüz hatları sertleşir ve tepkisini ortaya koyardı.
Çok saf bir hâli olan Dayımın bu huyundan faydalanarak istismar edenler olmuştur.Herkesi kendisi gibi bilir,kimse hakkında kötü niyet beslemezdi.Buna en canlı örnek ilçede pek makbul tanınmayan bir Celep'e (ismi lâzım değil) tabanca ruhsatı vermem için bana defalarca ricada bulunmuştu.O insan her nasılsa onun gönlüne girmişti.Muhtemeldir ki yanında bir kaç vakit namaz kılmıştır.
Köy gezilermizde birlikte iken halkı hulus-u kalble irşad eder ve görevini bihakkın ifa ederdi.Müderris Tevfik Hocanın gözde talebesi olarak adeta bir derya olan dayım ne yazık ki ülkemizin o günkü ortamında hak ettiği değeri bulamamış ve kaybolup gitmiştir.Ama bu kayboluş bu dünyaya has bir kayboluştur.O,samimiyetle ve olanca safiyetiyle bağlı olduğu rabbı'nın emrine uyarak hak ettiği yeri ve makamı bulmuştur .Mekanı Cennet olsun ve şefaatinden bizler de nasibdar olalım inşaallah.